Alandaki farklı bireyler, alanı adlandırmak ve tanımlamak için farklı ifadeler kullanmışlardır. Dahası kullanılan tanımlar ve adlandırmalar zaman içinde değişmiştir. Yıllar boyunca alanımız için kullanılan terim "öğretim teknolojileri" olmuştur. Bob Reiser, geçmiş yüzyılın en göze çarpan tanımlamalarından bazılarına odaklanarak terimin anlamının nasıl değiştiğini belirtmektedir. Alanımızdaki uzmanların cevaplayabileceği ya da genel olarak doğruluğu kabul edilmiş cevaplar olmadığı için en azından tartışabileceği sorular bulunmaktadır. Bu bölümde tanımların yıllar boyunca nasıl değiştiği gözden geçirilip, yeni bir tanım sunulacaktır.
Alan için yapılan tanımlamaları gözden geçirmeden önce, sadece tanımların değil alan için kullanılan adlandırmaların da değiştiğini belirtmek gerekir. Yıllar boyunca görsel-işitsel iletişim, görsel-işitsel öğretim, öğretim teknolojileri gibi farklı terimler alanı adlandırmak için kullanılmıştır. Bununla birlikte en sık kullanılan terim "öğretim teknolojileri" olmuştur.
Öğretim teknolojilerinin çalışma alanı nedir? Alanın kapsamı sürekli değiştiğinden dolayı bu cevaplaması zor bir sorudur. Yeni fikirler ve yenilikler, alandaki bireylerin çalışmalarını etkilemektedir ve çalışmalarının kapsamını değiştirmektedir.
Öğretim Teknolojilerinin Medya Olarak Görüldüğü İlk Tanımlar
Öğretim teknolojileri alanının ilk tanımları öğrencilere içeriğin sunulduğu fiziksel medya üzerine odaklanmıştır. Alanın kökeni eğitici filmlerin üretildiği yirminci yüzyılın ilk yarısına kadar uzanmaktadır.Yirminci yüzyılın başlangıcından 1920'ye kadar olan süre içerisinden devlet okullarında kullanılan görsel materyallerde anlamlı bir artış gözlemlenmiştir.
1920' nin sonlarından 1940'a kadar uzanan süre içerisinde ses kayıt teknolojisindeki gelişmenin bir sonucu olarak alanın odağı görsel öğretimden görsel-işitsel öğretime kaymıştır.Medyaya olan ilgi televizyonun da ortaya çıkmasıyla 1950'lilerin sonuna kadar sürmüştür. Bundan dolayı yirminci yüzyılın ilk yarısı boyunca öğretim teknolojileri alanındaki uzmanların çoğu dikkatlerini öğretim medyası üzerine vermişlerdir.
Bugün öğretim teknolojileri alanındaki uzmanların çoğunluğu öğretim medyasının tasarımı, üretimi ve kullanımı üzerine odaklanmaktadırlar. Dahası, öğretim teknolojileri alanının içinden ve dışından pek çok kişi alanı öğretim medyası ile eşit tutmaktadır.
1960 ve 1970 : Bir Süreç Olarak Öğretim Teknolojileri
1950'nin başlangıcında ve özellikle 1960 ve 1970'li yıllarda eğitim alanının önde gelenleri öğretim teknolojilerini bir medyaya eşit olarak görmektense bir süreç olarak tartışmaya başlamışlardır. Örneğin, Finn(1960) öğretim teknolojilerini, öğretim problemlerine bakış açısı ve bu problemler için muhtemel çözümleri incelemek olarak görülebileceğini belirtmiştir.
Lumsdaine (1964) öğretim teknolojilerini, bilimin öğretim problemlerine uygulanması olarak düşünülebileceğini belirtmiştir.
Öğretim Teknolojilerinin 1963 Yılındaki Tanımı
1963 yılında alanın başlıca uzman organizasyonu tarafından belirtilen tanımda, öğretim teknolojileri alanının sadece medyadan ibaret olmadığı belirtilmiştir. Görsel-işitsel öğretim bölümü tarafından yayınlanan bu tanımda, geleneksel tanımdan farklı olarak birkaç bakış açısı dile getirilmiştir. İlk olarak bu tanım, medya üzerine odaklanmaktansa öğrenme sürecini kontrol eden mesajların tasarımı ve kullanımı üzerine odaklanmıştır. Dahası bu tanımda mesajların tasarımı ve kullanımında izlenilmesi gereken adımlar belirtilmiştir. Planlama, üretim, seçme, kullanma ve değerlendirme adımları sistematik öğretim tasarımının başlıca adımları ile benzerlik göstermektedir. Ayrıca tanımda öğretimden çok öğrenme kavramı üzerinde durulmuştur.
Öğretim Teknolojilerinin 1970 Yılındaki Tanımı
Öğretim teknolojileri komisyonu tarafından 1970 yılında "Öğrenmeyi geliştirmek" başlıklı raporda "öğretim teknolojileri" için iki farklı tanım belirtilmiştir. İlk tanım öğretim teknolojileri için yapılan ilk tanımlara benzemektedir ve şu şekildedir :
"Öğretim teknolojileri; öğretmen, kitap ve tahtanın yanı sıra öğretim amacıyla kullanılan televizyon, projeksiyon, bilgisayar, film gibi donanım ve yazılım bileşenlerini içeren medya olarak belirtilmiştir."
Bu tanımın aksine komisyon öğretim teknolojilerinin süreç olarak görüldüğü ikinci tanımı sunmuştur:
"İnsanın öğrenmesi ve iletişimi araştırmalarına dayanan daha etkili bir öğretim için insan ve insan dışı kaynakları işe koşarak belirli amaçları gerçekleştirmek için öğrenme ve öğretme sürecinin bütününün sistematik bir şekilde tasarlaması, uygulaması ve değerlendirilmesidir."
Komisyonun belirttiği ilk tanım öğretim teknolojileri alanındaki eski tanımları desteklemektedir. İkinci tanım alanı farklı bir şekilde tanımlamaktadır ve daha önce kullanılmayan kavramlar kullanılmıştır.Bu tanımda öğretim tasarımı, uygulaması, değerlendirilmesi ve amaçlarının belirlenmesini içeren sistematik bir süreçten bahsedildiğini fark etmek önemlidir.Tanımda ayrıca alanın araştırmalara dayandığı ve alanın amacının daha etkili bir öğrenme gerçekleştirmek olduğu belirtilmiştir. Sonuç olarak tanım, görünüşte medyanın rolünü önemsizleştirerek, insan ve insan dışı kaynakların kullanımını tartışmaktadır.
Kaynakça
Öğretim Teknolojilerinin Medya Olarak Görüldüğü İlk Tanımlar
Öğretim teknolojileri alanının ilk tanımları öğrencilere içeriğin sunulduğu fiziksel medya üzerine odaklanmıştır. Alanın kökeni eğitici filmlerin üretildiği yirminci yüzyılın ilk yarısına kadar uzanmaktadır.Yirminci yüzyılın başlangıcından 1920'ye kadar olan süre içerisinden devlet okullarında kullanılan görsel materyallerde anlamlı bir artış gözlemlenmiştir.
1920' nin sonlarından 1940'a kadar uzanan süre içerisinde ses kayıt teknolojisindeki gelişmenin bir sonucu olarak alanın odağı görsel öğretimden görsel-işitsel öğretime kaymıştır.Medyaya olan ilgi televizyonun da ortaya çıkmasıyla 1950'lilerin sonuna kadar sürmüştür. Bundan dolayı yirminci yüzyılın ilk yarısı boyunca öğretim teknolojileri alanındaki uzmanların çoğu dikkatlerini öğretim medyası üzerine vermişlerdir.
Bugün öğretim teknolojileri alanındaki uzmanların çoğunluğu öğretim medyasının tasarımı, üretimi ve kullanımı üzerine odaklanmaktadırlar. Dahası, öğretim teknolojileri alanının içinden ve dışından pek çok kişi alanı öğretim medyası ile eşit tutmaktadır.
1960 ve 1970 : Bir Süreç Olarak Öğretim Teknolojileri
1950'nin başlangıcında ve özellikle 1960 ve 1970'li yıllarda eğitim alanının önde gelenleri öğretim teknolojilerini bir medyaya eşit olarak görmektense bir süreç olarak tartışmaya başlamışlardır. Örneğin, Finn(1960) öğretim teknolojilerini, öğretim problemlerine bakış açısı ve bu problemler için muhtemel çözümleri incelemek olarak görülebileceğini belirtmiştir.
Lumsdaine (1964) öğretim teknolojilerini, bilimin öğretim problemlerine uygulanması olarak düşünülebileceğini belirtmiştir.
Öğretim Teknolojilerinin 1963 Yılındaki Tanımı
1963 yılında alanın başlıca uzman organizasyonu tarafından belirtilen tanımda, öğretim teknolojileri alanının sadece medyadan ibaret olmadığı belirtilmiştir. Görsel-işitsel öğretim bölümü tarafından yayınlanan bu tanımda, geleneksel tanımdan farklı olarak birkaç bakış açısı dile getirilmiştir. İlk olarak bu tanım, medya üzerine odaklanmaktansa öğrenme sürecini kontrol eden mesajların tasarımı ve kullanımı üzerine odaklanmıştır. Dahası bu tanımda mesajların tasarımı ve kullanımında izlenilmesi gereken adımlar belirtilmiştir. Planlama, üretim, seçme, kullanma ve değerlendirme adımları sistematik öğretim tasarımının başlıca adımları ile benzerlik göstermektedir. Ayrıca tanımda öğretimden çok öğrenme kavramı üzerinde durulmuştur.
Öğretim Teknolojilerinin 1970 Yılındaki Tanımı
Öğretim teknolojileri komisyonu tarafından 1970 yılında "Öğrenmeyi geliştirmek" başlıklı raporda "öğretim teknolojileri" için iki farklı tanım belirtilmiştir. İlk tanım öğretim teknolojileri için yapılan ilk tanımlara benzemektedir ve şu şekildedir :
"Öğretim teknolojileri; öğretmen, kitap ve tahtanın yanı sıra öğretim amacıyla kullanılan televizyon, projeksiyon, bilgisayar, film gibi donanım ve yazılım bileşenlerini içeren medya olarak belirtilmiştir."
Bu tanımın aksine komisyon öğretim teknolojilerinin süreç olarak görüldüğü ikinci tanımı sunmuştur:
"İnsanın öğrenmesi ve iletişimi araştırmalarına dayanan daha etkili bir öğretim için insan ve insan dışı kaynakları işe koşarak belirli amaçları gerçekleştirmek için öğrenme ve öğretme sürecinin bütününün sistematik bir şekilde tasarlaması, uygulaması ve değerlendirilmesidir."
Komisyonun belirttiği ilk tanım öğretim teknolojileri alanındaki eski tanımları desteklemektedir. İkinci tanım alanı farklı bir şekilde tanımlamaktadır ve daha önce kullanılmayan kavramlar kullanılmıştır.Bu tanımda öğretim tasarımı, uygulaması, değerlendirilmesi ve amaçlarının belirlenmesini içeren sistematik bir süreçten bahsedildiğini fark etmek önemlidir.Tanımda ayrıca alanın araştırmalara dayandığı ve alanın amacının daha etkili bir öğrenme gerçekleştirmek olduğu belirtilmiştir. Sonuç olarak tanım, görünüşte medyanın rolünü önemsizleştirerek, insan ve insan dışı kaynakların kullanımını tartışmaktadır.
Kaynakça
Reiser, R. A. (2013, 12 15). What
field did you say you were in? Defining and Naming Our Field.
Teşekkürler teknoloji sitesini de ziyaret edebilirsiniz..
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil